Camın Tarihi
Camın ilk kullanımı MÖ 3000 yıllarına kadar dayanmaktadır. Ancak günümüzdeki gibi ısıl işlem görmüş camları düşünmeyin. Yapılan araştırmalara göre cam ilk olarak Mezopotamya’da değerli ve yarı değerli taşlara alternatif olarak yer, duvar ve süslemelerde kullanılmıştır.
Bilinen en eski cam, MÖ 1500’lerde Mısır’da bir firavuna ait olan bir boncuktur.
MÖ 1500 yıllarında var olan Fenikelilerin dünya kültür ve gelişimine en büyük katkıları, bugünkü Latin alfabesinin atası olan 22 harfli alfabeyi icat etmeleri olarak bilinir. Ancak yanlışlıkla ilk yapay camı ürettiklerine inanılıyor. Şöyle ki, Fenikeli denizciler Suriye yakınlarında bir deniz kenarında kurdukları kamplarını ateşe vermişlerdir. Ertesi gün yanlarındaki soda blokları ve ateşle etkileşime giren kumun şeffaf bir sıvıya, yani cama dönüştüğünü görürler.
Camın büyük miktarlarda ilk kullanımı MÖ 1000’de yine Fenikelilerde görülmüştür. Özellikle süs eşyası olarak kullanılan fildişi üzerine cam uygulamaları yoğun olarak kullanılmıştır. Bu uygulamaya olan talep ile Fenike’de cam işlemeciliği yaygınlaşarak gelişmiş ve döneme göre çok iyi ustalar yetişmeye başlamıştır.
Bu dönemlerde cam büyük parçalar halinde üretilerek kesici veya aşındırıcı aletlerle işlenmiştir. Süs eşyalarından sonra ilaç, parfüm gibi değerli sıvıların saklanmasında kullanılmaya başlanmıştır.
MÖ 250’de Mısır ve Suriye’de cam üfleme çubuğunun icadı ve mum kalıpların kullanılmaya başlanmasıyla cam kullanımı hızla önce Roma’ya, ardından tüm Avrupa’ya yayıldı. MÖ 1. yüzyılda Roma mimarisinde cam pencereleri kullanmışlar ve camı reflektör yani günümüz aynası olarak altın ya da gümüşle sırlamışlardır.
15. ve 16. yüzyıllarda camın merkezi artık Mezopotamya ve Mısır değil, Venedik ve özellikle Murano idi. (Murano adası hala cam sanatıyla ünlüdür ve dünyanın her yerinden turist çekmektedir.)
Son birkaç yüzyıldaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ardından hızla gelişen cam, zenginlerin ulaşabileceği bir süs eşyası, mutfak eşyası ya da mimari bir detay olmaktan çıkmış ve günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.